Bulgar topraklarında yaşayan Trakyalılar çok eskiden Rodop dağının güzeller güzeli bir kız olduğuna inanmaktadırlar. Tanrılar dahi bu kıza hayranmış ve her biri onunla evlenmenin hayalini kuruyormuş. Hemus, kıskançlık duygusuyla kızı koruyup diğer tanrılardan saklamak için üzerine devasa taşlar yığmıştır. Ancak başarılı olamamış ve güzel kızı taşa döndürüp dağa çevirmeye karar vermiştir.

Bu dağın büyük ormanları ve geniş çayırları, tanınan şair Orpheus’un harika şarkılarıyla çınlarmış. Bir gün Orpheus tüm gün ormanda dolaşmış ve dinlenmek için bir tepede oturmuş. Muhteşem manzara karşısında büyülenmiş ve bir taşın altından üç başlı bir yılan – canavar çıktığını fark etmemiş. Yılan uykulu genci görünce onu öldürmeye hazırlanarak kendisine yaklaşmış. Dağdan taşlar yuvarlanmış ve Orpheus’u uykusundan uyandırmışlar. Orpheus ürpermiş – etrafı taşlarla sarılıymış ve kaçacak hiç bir yeri yokmuş. Korkudan kaskatı kesilip şarkı söylemeye başlamış ve şarkısı o kadar büyüleyiciymiş ki yılan yerinde kala kalıp şarkıyı dinlemeye başlamış. Orpheus büyülenen yılana bakıp ard arda şarkı söylemeye devam etmiş. Üç gün üç gece şarkı söylemiş. Canavar – yılan yavaşça zehirli dillerini toplamış ve yerde usulca uykuya dalmaya başlamış. Üçüncü gece deliksiz bir uykuya dalmış. Yılanın uyuduğunu fark eden Orpheus üzerinden atlayıp hızla Rodop dağının yokuşlarından inmeye başlamış. Nereye gittiğini hiç kimse anlamamış. Ancak o bölgelerde yaşayanlar onun muhteşem melodilerini hiç unutmamış ve günümüzde dahi şarkılarında yaşatmışlardır.

Bir başka efsanede de Slav adında dürüst bir insan olan bir rahipten söz edilir. İnsanlardan uzak dururmuş. Ormanda tek başına yaşar, hayvan derileri giyer ve yaban meyveleri, otlar ve yapraklarla beslenirmiş. Dağlarda yetişen şifalı otların gücünü bilir ve en ağır hastaları dahi onlarla iyileştirme yeteneğine sahipmiş. Ünü uzaklara yayılmış, her hastayı ayağa kaldırabilir, hastaları iyileştirebilir ve doğa harikalarını görmeleri için gözlerini açabilirmiş. Çok sayıda insan ağrı ve acılarına derman aramak için kendisini ziyaret ediyormuş. Ve her biri şifalı otlardan yapılan özle, temiz dağ havasıyla ve rahibin güzel sözleriyle şifa buluyormuş.

Rahip Slav uzun yaşamış ve uzun yıllar insanlara yardım etmiş. Minnetlerini göstermek için halk dağa onun adını vermiş – Popslavova veya Slaveeva dağı. Ancak güzeller güzeli Rodopa’nın hatırası insanların kalbinde yaşarmış ve dağın adı Rodopa olarak kalmış. Dağın en yüksek zirvesinde mis kokulu çimen ve şifalı otların bulunduğu ve adı Popslavova olan bir çayır bulunmaktadır.

Rodop dağı Bulgaristan’ın en güney kısmında yer almaktadır. Yaklaşık 250 km uzunluğunda ve yaklaşık 100 km genişliğindedir. Rodop dağının vadilerinden Büyük İskender, Octavius ve Lala Şahin Paşa’nın orduları geçmişlerdir.